Yeni ‘çözüm süreci’ne güneydoğulu iş adamları da katıldı: PKK’ya çağrı
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde basın mensuplarıyla kahvaltılı toplantıda bir araya gelen GÜNSİAD Başkanı Bedirhanoğlu, yerel seçimler öncesi siyasi sorumluluk alan adaylardan ve siyasilerden sert dil ve üsluptan kaçınmasını istedi. STK’lar olarak seçimlerin demokratik bir ortamda gerçekleşmesini isteyen Bedirhanoğlu, yeni bir çözüm süreci için PKK’ya “silahlı eylemleri sonlandırma ve ülke sınırları dışına çekilme” çağrısı yaptı. 2009’daki ‘demokratik açılım’ da PKK terör örgütünün sözde ateşkesiyle başlamıştı. Daha sonra ‘çözüm süreci’ olarak devam eden açılım halktan büyük tepki görmüştü.
Terör örgütünün açılım sürecindeki imkanları kullanarak güneydoğudaki kentleri hendeklerle ve patlayıcılarla doldurmasının ardından 2015’te açılımdan vazgeçilerek terörle mücadele operasyonları başlatılmıştı. ‘Hendek Operasyonları’ adıyla bilinen askeri faaliyet terör örgütünün yurt içinde çökertilmesiyle son bulmamış, sınır ötesinde terörü kaynağında kurutma hedefiyle devam ettirilmişti.
HÜKÜMETE SİVİL ANAYASA ÇAĞRISI
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından daha önce dile getirilen yeni Anayasa’ya dikkat çeken Bedirhanoğlu, “Askeri dönemin anayasası değiştirilmeli. Tüm partilerin hatta toplum çeşitli kesimlerini temsil eden STK’ların düşünceleri alınarak, toplumu kucaklayan bir sivil anayasa hazırlanmalıdır” dedi.
Bedirhanoğlu şunları söyledi:
“7 Haziran’da seçimler büyük bir projenin bitmesine vesile oldu. Çözüm süreci akamete uğradı. Cumhuriyet tarihinin atılmış en önemli adımıydı. Toplumda sorunun çözümü için büyük bir umut oldu. İki tarafın süreci iyi yönetememesi süreci bitirdi. Demokratik yol ve yöntem dışında Kürtlere fayda getiren bir şey yok. Şiddete karşıyız, hak arama metodu değil. Örgütün Türkiye karşı silahları bırakması, demokratik siyasetin önünü açılması noktasında büyük bir ivme kazandıracak. Demokratik siyasetin önünün açılması için şiddetin devre dışı bırakılması lazım.”
YENİ ‘ÇÖZÜM SÜRECİ’NİN İŞARETLERİ
DEM Parti, son dönemde en yetkili organları üzerinden hükümetin eski HDP’li belediyelere kayyum ataması uygulamasını eleştiriyor. İkinci başlık da terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan’a uygulandığını iddia ettikleri ‘tecrit’in kaldırılması. Terörist başının cezaevi koşullarının gevşetilmesi için öne sürülen bu politika geçmişte Öcalan’ın ve terör örgütünün devlet tarafından muhattap alınması için yürütülen kampanyaları hatırlattı.
DEM Parti tarafından bu iki talebin öne sürülmesi de yeniden açılım politikasının başlatılabilmesi için uygun zemini yaratıyor. AKP hükümetinin DEM Parti’yle girişebileceği bir pazarlıkta işe kayyum uygulamasının esnetilmesiyle başlaması olası görülüyordu. Yeni yargı paketiyle ileri sürülen iddialar yeni bir açılım sürecinin DEM Partililerin kayyumlarla ilgili taleplerinin karşılanmasıyla başlayacağını ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz hafta hükümetin DEM taleplerinin karşılanması için yapılan pazarlıklarının dışa vurumu sayılabilecek bir açıklama eski İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından yapılmıştı.
Açılım dönemindeki İçişleri Bakanı ve AKP Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Diyarbakır’dan DEM Parti’ye açılım sinyali vermişti. Ala, DEM Partililerle ‘hayal bile edilemeyen sessiz devrimleri’ gerçekleştirdiklerini ileri sürerek DEM Partililere ‘Gelin destek olun’ çağrısı yaptı. Çağrıya DEM Parti’den açıktan bir yanıt vermezken gizli bir diyalog sürecinin yürütüldüğüne yönelik kanılar güçlendi.
İLGİLİ HABER: https://www.odatv4.com/guncel/odatvnin-haberi-gundeme-bomba-gibi-dustu-yol-haritasi-belli-oldu-ikinci-bir-kadin-yine-odatvden-ogreneceksiniz-120026671
https://www.odatv4.com/guncel/herkes-dem-buyuksehir-adaylarini-merak-ediyor-gozlerden-kacan-diyalog-eski-defter-acildi-120026928
Ala’dan önce Ahmet Türk de benzer açıklamaları yaptı. Çözüm süreci hakkında konuşan Türk, toplumu yeniden ortaklaştıracak bir siyasetin ortaya çıkması gerektiğini ifade etmişti.
Öte yandan DEM Partili Saruhan Oluç’un bir televizyon programında Başak Demirtaş’ın adaylık tartışmasıyla ilgili ‘taktik’ vurgusu yapması da dikkat çekti. Çünkü Demirtaş’ın adaylığı da CHP’yi yerel seçimlerde zora sokmak suretiyle DEM Partililerin AKP’yle olası bir açılım pazarlığı olarak yorumlanmıştı.