Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık: “Sevdam Dedikleri İstanbul’a İhanet Ettiler”

Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Afet Yönetim Modeli ve Beylikdüzü’nde 10 mahalleye konulacak Afet ve Acil Durum Müdahale İstasyonu konteynerlerinin tanıtım toplantısında; “Ülkemiz plansız büyümeye kurban edildi. Sevdam dedikleri İstanbul’a ihanet ettiler. Ancak bizler ne İstanbul’u ne de Beylikdüzü’nü çaresizliğe mahkum etmeyeceğiz. Ekrem başkanımızla birlikte İstanbul’da yapılmak istenen kötülüğe karşı sesimizi yükselttik. Yükseltmeye de devam edeceğiz. Çünkü bizler afet anında kentlerin ve insanların neler yaşayabileceğini çok iyi biliyoruz. Bu yüzdendir ki tüm işlerimiz tüm önceliğimiz, yönettiğimiz kentleri her türlü afete hazır hale getirmek daha dayanıklı, daha dirençli bir kente dönüştürmektir” dedi.

Beylikdüzü’nü her türlü afet ve olumsuz doğal olaylarına karşı dirençli hale getirmek için harekete geçen Beylikdüzü Belediyesi, Türkiye’ye örnek olacak olan afet yönetim modelini kamuoyuyla paylaştı. “Dirençli Kent Beylikdüzü: Afet Yönetim Modeli” ismi ile düzenlenen tanıtıma; Beylikdüzü Belediyesi ile işbirliğine imza atan Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ ve Zonguldak Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, CHP Meclis Üyesi Eray Morgül katıldı.

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, konuşmasında şunları söyledi:

22 YILDIR NEREDEYDİNİZ DİYE SORUYORUM: Bundan 25 gün sonra 11 ilimizi etkileyen Maraş merkezli 6  Şubat depreminin birinci yılını doldurmuş olacağız. Çocuklarımızı, gençlerimizi ve yaş almış büyüklerimizi kaybettik. Resmi rakamların göre 50 bin insanımız hayatını kaybetti. Maalesef depremler çok canımızı yaktı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum geride kalanlara sabırlar diliyorum. 6 Şubat’ta afet ülkesi olduğumuzu acı gerçeğiyle birlikte bir kez daha yüzleştik. Yaşadıklarımız hepimize afetlere hazır olmadığımızı da gösterdi. Deprem bugün bize bugüne dek yaptığınız uygulamalar, planlamalar, yanlış dedi. Hem de bunu kafamıza vura vura söyledi. Vatandaşlarımız büyük bir dayanışma örneği gösterdi. Türkiye’nin dört bir tarafındaki yurttaşlarımız seferber oldular. Ancak bazı afet bölgelerine saatlerce, hatta günlerce yardımlar ulaşmadı. Belki de bu yüzden birçok insanımız hayatını kaybetti. İnsanlar birbirine ulaşamadı. İletişim çöktü bu ülkede. Ne acıdır ki bir baz istasyonunun bile doğru konumlandıramadığımızı gördük. Afetlerle yaşama kültürünü oluşturmak zorundayız. Afet hazırlık bilincini oluşturmak zorundayız. Kitabi bilgileri kimsenin okumayacağı sayfa sayfa raporları bırakmalı, gerçekçi ve pratik çözümler üretmeliyiz. 22 yıldır aynı hükümet yönetiyor bu ülkeyi. 22 yıl beklediler, 22 yıl sonra afet yönetimi kavramını, depremi kentsel dönüşümü hatırladılar. 22 yıldır neredeydiniz diye soruyorum.

SEVDAM DEDİKLERİ İSTANBUL’A İHANET ETTİLER: Dere yataklarına, vadilere imar izinleri verilirken neredeydiniz. İmar barışı altında binlerce kaçak yapı, eskimiş yapı, ruhsata bağlanırken neredeydiniz? Depreme karşı kamunun elini kolunu bağlayan aslında uygulamalardan biri de imar barışı altında çıkarılan imar aflarıdır. Onlar barışabilirler ancak deprem asla o binalarla barışmayacak. Ülkemiz plansız büyümeye kurban edildi. Sevdam dedikleri İstanbul’a ihanet ettiler. Ancak bizler ne İstanbul’u ne de Beylikdüzü’nü çaresizliğe mahkum etmeyeceğiz. Ekrem başkanımızla birlikte İstanbul’da yapılmak istenen kötülüğe karşı sesimizi yükselttik. Yükseltmeye de devam edeceğiz. Çünkü bizler afet anında kentlerin ve insanların neler yaşayabileceğini çok iyi biliyoruz. Bu yüzdendir ki tüm işlerimiz tüm önceliğimiz, yönettiğimiz kentleri her türlü afete hazır hale getirmek daha dayanıklı, daha dirençli bir kente dönüştürmektir. Tekrar ayağa kalkabilmek hızla toparlanabilmek ve yeni durumlara uyum sağlayabilmek dayanıklılıktır başka bir deyişle dirençtir.

AKIL DIŞI PROJELERE BU ÜLKENİN İHTİYACI YOK: Gördüğünüz üzere gelecek projeksiyonları gerçekten çok iç karartıcı. Bugün dünya nüfusunun yüzde 56’sı kentlerde yaşıyor. 2030 yılında bu oranın yüzde 60’ın üzerine çıkacağı bekleniyor. Yani şehirlerimiz hem kalabalıklaşıyor hem de büyüyor. Şehirlerin bir büyüme sınırı olduğunu açıkça görmek ve kabul etmek zorundayız. Sonsuz bir gelişmeyi barındırmayan, çevre dostu sürdürülebilir bir kent inşa etmek zorundayız. Son 25 yıllık hormonlu büyüme döneminde çevre varlıkları ve tarım arazilerinin büyük bir kısmı plansız gelişme ve akılsız kentsel yayılma politikalarıyla israf edildi. Yerleşik nüfusun kalabalık olması marifet değildir. Marifet nedir biliyor musunuz, marifet İstanbul’a göç etme nedenlerini ortadan kaldırmaktır. Marifet budur, çılgın proje budur aslında. Eylemsizliğin maliyeti ortada daha ne kadar eylemsiz durabiliriz ki? Ülkemiz iklim ve çevre koşulları açısından yerleşilebilir çok geniş topraklara sahip. Ama nüfusun yüzde 18’i İstanbul’da yaşamakta. Yani her beş kişiden biri İstanbul’da yaşıyor. Gelecek nesillerin hayatını doğrudan etkileyecek bir tarihi buluşmayı şu an gerçekleştiriyoruz. Hepimiz biliyoruz ki bugün kullandığımız kaynaklar sonsuz değil. Çok önemli çevre sorunlarıyla karşı karşıyayken akıl dışı projelere bu ülkenin ihtiyacı yok. İhtiyacımız olan şey doğru bir mekansal planlamadır. Mekansal planlama aslında toprağın, suyun havanın velhasıl hayatın planlanma ve kullanım rehberidir.

2036 YILINDA İSTANBUL’DA NÜFUSUNUN 25 MİLYON OLMASI BEKLENİYOR: Bize armağan olan hayatı hep birlikte yaşıyoruz. Her şey ekonomi değil, her şey para değil. Paradan değerli olan iki önemli şey var.  Zaman ve toprak her ikisi de hep azalır hiç çoğalmaz. Bu ikisinin kaybına yol açacak projelerde ısrar etmek akıl karı değildir. Bir kentin nüfusu şayet ortalamanın üzerinde artıyor ise bu bir hastalık belirtisidir. Doğru teşhis ve planlama araçlarıyla etkin bir tedaviye ihtiyaç vardır. Yeni bir yerel yönetim felsefesi mümkün. İnsandan bağımsız gelişen şehrin kendi felsefesini de görmemiz gerekir. Şehir sahnesi, şehrin yaşam senaryosuyla devamlı çatışma halindedir. Bazen şehri müdahalelerle bizler değiştiririz. Bazen de şehrin fiziksel durumu tüm toplumu değiştirir. Bu adı konulmamış gizli bir anlaşma gibidir. Bugün kentlerde yaşayan insanlarımızın can güvenliğini dahi koruyamadık. Yeterince önlem alınmadığı için insanlarımız yaşamlarını kaybetti. Her an kaybetme tehlikesiyle de karşı karşıya. Bir düşünün İstanbul’da son 50 yılda nüfus 14 kat artmış. 2036 yılında İstanbul’un nüfusunun 25 milyon olması bekleniyor. İstanbul’un hem fiziki hem de psikolojik direncini artırmak zorundayız. Ekrem Başkanımız ve Büyükşehir Belediyemizin bu konuda titizlikle çalıştığını önlemleri arttırdığını biliyorum.

SOSYAL MEDYADAN DİRENÇLİ KENT İNŞA EDEMEZSİNİZ: Bugüne kadar önceki yönetimlerin ihmal etmiş olduğu altyapıdan üstyapıya kadar bu dayanıklılık alanında İstanbul Büyükşehir Belediyemizin son derece hassas ve hızlı süreçler yönettiğini de biliyorum. Kıymetli konuklar sorunlarımız ortak. İstanbul’umuzun mevcut ve olası deprem, sel gibi akut şokları, trafik, işsizlik, yoksulluk gibi kronik stresleri var. Bu konuda önemli olan kentin bunların üstesinden gelip ayakta kalabilecek, dayanıklı ve dirençli bir kent haline gelmesidir. Kentsel dayanıklılık bir başka deyişle dirençli kentler. Bu iki kavramı son zamanlarda çokça duyduğunuzun farkındayım. Ancak dirençli kent inşa etmek, sosyal medya paylaşımıyla olmaz. Sosyal medyadan dirençli kenti inşa edemezsiniz. Bu ancak çalışmakla olur. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren dirençli kent Beylikdüzü koyduk. Dayanıklı bir kent inşa etmenin ilk şartı en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş bir plandan ve o plana sadık kalmaktan geçiyor. Bizim için dirençli kent Beylikdüzü’nde yaşayan yediden yetmişe her komşumuzun kendini her açıdan güçlü ve dirençli hissetmesidir.

AFETLERE HAZIRLANMAZSANIZ YAPAMADIKLARINIZDAN DOLAYI AFET ERTESİ KILIF ARARSINIZ: Şehirleri afetlerden korumak hepimizin işidir. Afet riskini azaltma sorumluluğu devleti yönetenlerde olsa da özellikle son yıllarda yaşanan afetler yerel yönetimlerin yani bizlerin afet yönetiminde ne kadar kritik bir öneme sahip olduğumuzu gösterdi. Dolayısıyla yerel yönetimler bu alanda güçlendirilmelidir. Şehir plancısı bir belediye başkanı olarak Beylikdüzü’nü her açıdan, her türlü olumsuz duruma karşı hazır, dayanıklı, esnek bir kent haline getirmek için var gücümle çalışıyorum. Genellikle idareler afet öncesinde çalışmalarına kaynak ayırmayıp afet sonrası için tüm kaynaklarını seferber ediyorlar. Afet, politika, dirayet, zeka, yetenek, sezgi, feraset, akıllılık ve kudret. Dirayetli bir toplum olmak zorundayız. İşte bütün mesele bu. Afetlerde, afetlerle yaşamasını öğrenmek zorundayız. Tehlikeleri en az kayıpla atlatabilme becerisini ve kültürünü geliştirmek zorundayız. Şayet afetlere hazırlanmazsanız, yapamadıklarınızdan dolayı afet ertesi kılıf ararsınız. Afet sonrasında da avunursunuz. Biz Beylikdüzü’nde ne kılıf arayacağız ne de avunacağız, üzerimize düşeni fazlasıyla yapacağız. Beylikdüzü aklıyla Beylikdüzü afet yönetim modelini hayata geçirdik. Afeti üç aşamasıyla ele aldığımız tanıtım videolarımızda da gösterildi. Buna ilişkin yaptığımız tesislerde anlatıldı. Bunlardan bahsetmeyeceğim. Çünkü biliyorum afet konusu hepimizin hassasiyeti. Şu an içerisinde bulunduğumuz kapalı pazar ve aynı zamanda spor alanı olarak da kullandığımız afet sonrası destek ve lojistik barınma alanı tesisini hizmete almıştık.

HATAY’DA TAM DONANIMLI ÇADIR KENT İNŞA ETTİK: Biliyoruz ki felaketler ve afetler erdemlerimizi göstereceğimiz zaman dilimleridir. Toplum olarak en büyük erdemimiz dayanışma ve paylaşmaktır. Biz istiyoruz ki depremin, fırtınanın olduğu en zor zaman dilimlerinde dahi bu kentin çorbası kaynasın istiyoruz. Mevcut tehlikelere karşı risk analizlerini yaptık. Afet acil eylem planımızı en kötü senaryoya göre ilçemizin nüfusunun tamamını kapsayacak şekilde hazırladık. Ekrem Başkanımızın döneminde hayata geçirdiğimiz afet bilgi sistemi uygulamasını güncelledik. Teknoloji tabanlı afet müdahale ve koordinasyon sistemimizi de devreye alıyoruz. Her iki tarafın da gördüğünüz insansız hava araçları. Afet anlarında kullanacağız.  Afet anında uçabilen insansız hava araçlarından bahsediyorum uçmayanlardan değil bizimkisi. Afet anında uçabilen insansız hava araçlarını da sisteme dahil ettik çok hızlı bir şekilde  afet sonrasında analizlerimizi yapacağız. Tüm bu hazırlarımız ülkemizin herhangi bir yerinde muhtemel olası afetlere karşı  çok hızlı destek olabilme imkanı sağladı. Elazığ, İzmir depremi, Kastamonu sel felaketi, Muğla, Hatay, Antalya, Çanakkale orman yangınları ve son olarak 6 Şubat depremi. Hatay’da tam donanımlı bir çadır kent inşa ettik. Beylikdüzü’nde kazandırdığımız dayanışma kültürü sayesinde, tüm komşularımız milletimizle tek yürek oldu ve 220 tır yardım malzemesini deprem bölgesine ulaştırdık.

NEFES BİRLİĞİNİ OLUŞTURUYORUZ: Biz Beylikdüzü olarak öncü bir kent olduk. Çalışmalarımızla her zaman örnek olduk ilham olduk. Hatay tecrübesi bize şunu gösterdi. Kenti yönetenler afetzede olabilirler. Yaşadıkları travmanın artık o kenti yönetemez hale gelebilirler. Bu durumu göz ardı etmeden önlem almamız gerektiğini düşündük. Bizler olmasak da kentlerimiz rahatlıkla yönetilebilmeli. Dirençli Kent Beylikdüzü çalışmalarımızdan biri olan 10 mahallemize Beylikdüzü Afet ve Acil Durum Müdahale İstasyonları kurulumlarını gerçekleştiriyoruz. Bu aslında sadece Beylikdüzü’ne değil tüm ülkemize kazandırdığımız yeni bir çözüm olacak. Bu kenti yönetebilecek, desteği, yardımları organize edebilecek her komşumuzun yanında olabilecek bir modeli kurguladık. Her bir istasyon afet durumunda yardıma gelebilecek ekiplerin ihtiyacını karşılayacak ve çok  hızlı bir şekilde bölgeyi tanımalarına imkan sağlayacak. Ayrıca olası afet durumunda kentlerimizi emanet edebileceğimiz kentlerimizde yardım ve destek koordinasyonunu üstlenecek bir nefes birliği oluşturuyoruz. Üç belediye birlikte hareket ettiğimiz afet anı nefes birliğini, İzmir Bornova Belediye Başkanımız doktor sevgili dostum Mustafa İduğ ve Zonguldak Devrek Belediye  Başkanı Sayın Çetin Bozkurt beyefendiyle bugün imza altına alıyoruz. Nefes birliğine verdikleri katkılardan dolayı her iki belediye başkanımıza da yürekten teşekkür ediyorum.

MADENCİLERİMİZİN DEPREMDE NELER YAPTIĞINI BİLİYORUZ: Devrek Belediye Başkanımız madenci dostlarımızı madencilerimizi de bugün yanlarında getirdiler.  Depremde yaptıklarını da biliyoruz. Ben 6 Şubat depreminde madencilerin bölgeye ulaşmasını sağlayan kahraman madencilerimizle birlikte enkazda arama kurtarma çalışmalarına bizzat eşlik eden Nefes birliğimizin de oluşmasına vesile olan Genel Başkan Yardımcımız, Zonguldak Milletvekilimiz Sayın Deniz Yavuzyılmaz’a yürekten teşekkür ediyorum. Bir teşekkürü de İstanbul’un 39 ilçesine adil hizmeti götüren İstanbul’un dirençli hale gelmesi için canla başla çalışan Ekrem başkanıma etmek istiyorum. Kıymetli katılımcılar, değerli konuklar sözlerime son verirken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirleri düşünmek lazımdır geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur” sözünden ilhamla kendi kendine yeten afetlere dirençli bir kent için hiç kimseyi dışarıda bırakmadan tüm komşularımıza kulak vererek çalışmaya devam edeceğiz. Hepinize etkinliğimize katılım sağladığınız için ayrı ayrı teşekkür ediyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Hazırlıklı olun sağlıkla kalın.

AKP’NİN ENKAZINI DA BU NEFES BİRLİĞİ KALDIRACAK: Ben bir taraftan da siyasetçi gömleğim var. Biraz da siyasetçi kimliğimle bir cümle kurmak istiyorum. Şimdi size 31 Mart 2024 tarihinde siyasi bir depremden bahsedeceğim kıymetli dostlar. AK Parti iktidarının siyasi depreminden 31 Mart’ta yerel yönetim seçimlerinde çok büyük bir deprem olacak. Enkaz olacak. AK Parti enkazını da bu nefes birliği kaldıracak. Hiç kimsenin şüphesi olmasın biz acil müdahaleye de yetişeceğiz onlara. O enkazı da bu ülkeden kaldırmak bize düşecek”

“Tarihi bir güne tanıklık ediyoruz” diyen CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik şunları söyledi:

BUNUN ADI ÖNCE İNSAN DİYEN SOSYAL DEMOKRAT BELEDİYECİLİK ANLAYIŞIDIR: Hem 6 Şubat depremlerine orada yaşadığımız büyük acıyı, felaketi anlattı hem de İstanbul’un deprem gerçekliğini hepimiz biliyoruz ve biz de ne yazık ki başkanımın da ifade ettiği gibi hep afetler, depremler yaşandıktan sonra müdahale edilir. Burada şu yönüyle tarihi bir gün henüz İstanbul’da deprem gerçekleşmeden Beylikdüzü afet yönetim modeliyle bir ön hazırlık çalışmasının yapıldığını ve Beylikdüzü’nün nasıl dirençli bir kent haline getirildiğini kıymetli başkanımız bize anlattı ve yine Devrek Belediye Başkanımız, Bornova Belediye Başkanımız ve Beylikdüzü Belediye Başkanımız bu modeli ortaklaştırarak bir çalışma yürütüyorlar. Bu şu anlama geliyor. Bunun adı önce insan diyen sosyal demokrat belediyecilik anlayışıdır. Ben burada üç belediye başkanımıza da ve Beylikdüzü Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Murat Çalık’a sonsuz ve yürekten teşekkür ediyorum. Bir teşekkürü de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na buradan hep birlikte gönderelim. Başkanımın da ifade ettiği gibi dere yatakları imara açıldı, askeri alanlar imara açıldı, İstanbul’un yeşil alanları imara açıldı ve kendi ifadeleriyle İstanbul’a ihanet ettiler.

TOKİ’NİN MAĞDUR ETTİĞİ İNSANLAR PROTESTOLAR GERÇEKLEŞTİRİYORLAR: Ancak 2019’dan bu yana deprem konusunda İstanbul’da çok önemli çalışmalar yapılıyor. Bunları çok uzun konuşabiliriz. Ama birkaç tanesini size örneklemek istiyorum. Büyükşehir belediye başkanımız bir deprem çalıştayı gerçekleştirdi imar planları hayata geçirildi. ‘İstanbul Yenileniyor’ projesiyle çok önemli adımlar atıldı İstanbul’da. İstanbul Yenileniyor projesiyle riskli yapılara faizsiz krediler, kredi imkanları sunuldu. Yine riskli yapılarda yaşayan insanlara kira desteği sunuldu. Kiptaş çok önemli çalışmalar yapıyor. TOKİ’nin kiyle kıyasladığımızda özellikle çok yakın zamanda televizyonlara yansıyan görüntüleri izledik. TOKİ’nin her gün mağdur ettiği insanlar, protestolar gerçekleştiriliyor. Ancak Büyükşehir Belediyesi bünyesinde KİPTAŞ, 15 ayda 18 ayda sosyal konutları İstanbullulara sunuyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız bir hızlı tarama yöntemiyle İstanbul’un riskli binalarını tespit ediyor. Mobil kentsel dönüşüm ofisleri ile bu riskli binalarla ilgili yapılabilecekleri İstanbul halkına anlatılıyor, anlatılmaya devam edecek. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na da büyük bir teşekkürü deprem konusunda yaptığı çalışmalarla ilgili hep birlikte göndererek hepinize saygılarımı ve sevgilerimi sunuyorum”

“AFAD ve AKP Hükümeti ne kadar sorumsuzluk yaptığının dair farkında değil” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz da şunları söyledi:

“AFAD VE AKP HÜKÜMETİ NE KADAR SORUMSUZLUK YAPTIĞININ FARKINDA DEĞİL: Deprem nedir ve insanda ne izler bırakır tamamlayıcı bir konuşma olması bakımından ben bunları anlatmak istiyorum. Depremin 17’inci günü benimle birlikte bulunan madencilerle birlikte Maraş’tan ayrıldığımızı gün, çalıştığımız son enkazda, son çıkardığımızı cenaze bir bebek cenazesiydi. Cenazeyi çıkardık ben kucağımda bebek cenazesini sağlık ekiplerine verirken, bebeğin annesi ve babası bana sarıldılar ve bana teşekkür ettiler. Onlar teşekkür ettiğinde ben insanlık adına utandım. Enkazın altından bebeklerinin cenazesini onlara verebildiğimiz için insanların minnet duyup teşekkür ettiği bir dünyadayız ve bir ülkedeyiz ve AFAD ve AKP hükümeti ne kadar sorumsuzluk yaptığının dair farkında değil. Maraş depremleri oldu ulaşım iletişim çöktü güvenlik ortadan kalktı. Depremin yedinci gününde telefonum çaldı ve bir kız kardeşim arıyor dedi ki Deniz Bey depremin yedinci günü yani arama kurtarmada canlı bulma ihtimalinizin neredeyse mucize olarak tanımlandığı saatler. ‘Enkazın altında dayımdan bir mesaj geldi’ dedi.  Kendisi de Maraş’ı terk etmiş artık canını kurtarma ihtimali görmedikleri için. Mesajı göndermesini istedim. Ekran görüntüsünü gönderdi ve gerçekten beni aramadan on dakika önce büyük harflerle yardım yazıyor. Madenci ekibiyle birlikte o konuma gittik. Bir termal kamera bulduk. Binayı inceledik, inceliyoruz ama hayatta olan kimse yok, uzun süre çalıştık ve neticede bu kız kardeşimin dayısının cenazesine ulaştık. Ancak zaten çok uzunca bir süre önce aslında vefat ettiği anlaşıldı. Peki bu mesaj nasıl geldi?

BİRÇOĞU DONARAK ÖLDÜLER: Aslında deprem olduktan sonra özellikle ilk üç gün vatandaşlarımızın önemli bir bölümü çoğu hayatta kaldılar. Bir yaşam alanı buldular vücutlarında vücut bütünlüğünde hiçbir bozulma olmamasına rağmen donarak hayatlarını kaybettiler. Yardım mesajları kimseye ulaşmadı, yakınlarına ulaşmadı çünkü baz istasyonları çökmüştü, çünkü iletişim kopmuştu.  Daha da kötüsü ne olmuştu AK Parti hükümeti internet yavaşlatması yapmıştı. O internet yavaşlatıldığında o enkazın altında kalıp, hayatta kalan çocuğu, genci ileri yaştaki olan insanlar maalesef yardım mesajlarını, çığlıklarını yetkililere duyuramadılar ve hayatını kaybettiler. Deprem böyle tedbir almadığınızda acı sonuçlar doğuruyor. On binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Resmi olarak 50 binin üzerinde can kaybı var çok daha fazlası olduğunu biliyorum çünkü Maraş’taki mezarlıkta kimsesizler mezarlığa adı verilen yerde yatan binlerce kişinin olduğunu bizzat biliyorum. Deprem canımızı yaktı aslında tedbir almak mümkündür. AK Parti bu tedbirleri almak yerine deprem olduktan sonra deprem sürecini yönetmeye çalışmakla kaldı ve AFAD’ın kendisi de bir afete dönüştü.

AKP, MADENCİLERİN DEPREMDE NE KADAR ETKİN BİR GÖREV ALACAĞINDAN UYARDIĞIMIZ HALDE BİHABER: Deprem acımızı yaktı. Ancak Maraş depremleri olmadan önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ile birlikte çalışmaya başlamıştık. Olası bir İstanbul depreminde Zonguldak’ta bulunan ve dünyanın en iyi arama kurtarmacıları olarak da kabul edilen Türkiye Taşkömürü Kurumu madencilerinin deniz köprüsü kurularak deprem olduktan hemen sonra İstanbul’a ulaşıp, İstanbullu vatandaşlarımızı enkazın altından kurtarması için bir proje başlatmıştık. Bu nedenle madencilerin bir deprem anında bölgelere hızla ulaştırmaları gerektiğini biliyorduk. Bir acil durum eylem planı vardı, o planı biz Maraş için, Maraş merkezli depremler için, deprem bölgesi olarak harekete geçirdik ancak AK Parti madencilerin depremde ne kadar etkin bir görev alacağı konusundan maalesef uyardığımız halde bihaberdi ve binlerce madenci deprem olduktan sonra ancak 3 gün sonra bölgeye ulaştı yine yüzlerce can kurtardılar. Ancak her şey için çok geçti. 2019 yılında İstanbul ve Türkiye için belediyecilik tarihi yeniden yazılmaya başladı. Bunu çok kıymetli İBB Başkanı İmamoğlu sizlerin desteği ile bugüne kadar başardı. Beylikdüzü’nden yani Ekrem başkanın da belediyecilik tarihini aslında gerçekte yani kitabın ilk sayfası diyelim yazmaya başladığı yerden yeni bir tarih yazıyoruz ve burada da Beylikdüzü Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Murat Çalık’ın önderliğinde bir nefes birliği kuruyoruz ve tüm Türkiye’ye örnek olacak deprem olmadan önce nasıl tedbir alınır kitabını yeniden yazmaya başlıyoruz.

İŞTE BURADA LİYAKAT VAR: Ben başta burada bu çalışmalara imza atan, insansız hava araçlarıyla birlikte deprem olmadan önce, hava fotoğraflarını çekip deprem olduktan hemen sonra uydu fotoğrafları ve hava fotoğraflarını yapay zekayla hızlı bir şekilde birleştirerek nerede ne tip bir sorun var, yıkılan bir bina var mı? varsa kaç katlı bu kaç katta kimler oturuyor? Kimler yaşıyor? Bunu hızlı bir şekilde tespit edip yani Maraş depremlerinde yapılmayanı burada yaparak Beylikdüzü’nü güvenlik altına  alma planını ortaya koyan bu konuda emek harcayan belediye başkanımızdan burada bulunan tüm belediye personeline ve bu konuda çalışan uzmanların hepsine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Burada bir üçgen oluşturuyoruz aslında. Bir yaşam üçgeni aslında oluşturuyoruz. Biri İstanbul Beylikdüzü, bunun bir köşesi, bir köşesi yine Türkiye’nin de bir köşesi İzmir Bornova. Diğer bir köşesi de Karadeniz’in incisi Zonguldak Devrek ilçemiz. Burası bir yaşam üçgenini tüm İstanbul için kuruyor, herkese örnek olsun diyorum. Özellikle bu lansmanı AK Partili belediye başkanlarının mutlaka izlemesini tavsiye ediyorum. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Murat Kurum diyor ki ‘Depremle etkin mücadele etmek için yerel yönetim ve merkezi yönetim aynı partide olmalı’ diyor. Bunun yaşanmışı var. Kahramanmaraş’ta yerel yönetim AK Parti’de merkezi yönetim AK Parti’de peki sonuç? Sonuç felaket. Demek ki neye ihtiyacımız var? İhtiyacımız liyakat ve liyakat nedeniyle de bu liyakatsizlikler nedeniyle yaşanan felaketleri ortadan kaldırmak. Burada bu sahnede tüm belediye başkanlarımızla birlikte söylüyorum ki işte burada liyakat var. Olası bir İstanbul depremi için bir yıl sonra veya bir ay sonra veya bir hafta sonra veya bir hafta içinde yaşanacak olsa bile burada en güçlü adımları atan takım var Cumhuriyet Halk Partisi var”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir